Hayvansever olmak bir yaşam biçimidir, tıpkı “yemek yememek” gibi, yani asla yapılmaması gereken bir şeydir! Yani, eğer hâlâ bir hayvansever değilseniz, derhal kendinizi gözden geçirmenizde fayda var. Çünkü ne kadar hayvanseverseniz, o kadar neşeli, vicdanlı ve “belki biraz fazla” empatiksiniz demektir. Peki ama bir hayvansever nasıl olmalı? İşte, erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise daha duygusal yaklaşmasını mizahi bir şekilde ele alacağımız rehber.
Erkekler, çözüm odaklıdırlar. Bir köpeğin patisi kötü bir şekilde sallandığında, erkek “Neden sallanıyor? Acıkmış mı? Uyumsuz mu? Yoksa patisinin altında bir taş mı var?” gibi mantıklı sorular sorarak çözüm arar. Kadınlarsa, “Oh! Beni anladı! Acı çekiyor musun, tatlım? Ay, bak ne kadar üzgün!” diyerek anında köpeğin ruh halini anlamaya çalışır. Bu durumda erkekler hemen uygulamaya geçer; mesela hemen bir bacak masajı önerisi gelir. Kadınlar ise köpeğin pürüzsüz bir hayat sürmesi için evde tüm dekorasyonu değiştirmeyi planlar.
Hayvanseverlikte empati fazlası, çimenlerin üstüne düşen bir yaprağı bile gözyaşlarıyla izleyebilmektir. Bir hayvansever, “Sana yardım edebilirim!” diyebilmelidir ama önce derin bir nefes alarak “Olamaz, bu bir köpek! Nasıl yardımcı olabilir ki?” diye sorgular. Önemli olan doğru dengedir!
Erkekler, hayvanları hep bir “takım arkadaşı” olarak görürler. Çünkü her takımda bir “lider” olmak gerekir, değil mi? Tabii ki, köpek bir futbol maçı oynuyorsa, “Ben kaptanım!” diye bağırmak farzdır. Ancak dikkat edilmesi gereken şey, köpeklerin bazen sadece uyumak istediklerinde, takımlarındaki diğer üyelerin ısrarla “Hadi, bir top ver, hadi, bir top ver!” diye rahatsız etmeleridir.
Kadınlar ise bu durumu çok daha stratejik bir şekilde yönetirler. “Beni seviyorsan, o topu al ve git oyna, biraz eğlen!” diyerek köpeğin tüm isteklerini yerine getirirler. Takımın moralini bozmamak için köpeği çikolata gibi tatlı ödüllerle sevindirirler. Sonuçta, hayvanseverlik bir takım oyunu değilse, hayatın anlamı ne olurdu, değil mi?
Bir hayvansever için günlük rutin, köpekle yapılacak aktivitelerden oluşur. Erkekler, köpeklerini nehirde yüzdürmeyi, dağda koşmayı veya parkta top oynamayı sever. Çünkü “Bunu çözebileceğimiz tek yer açık hava!” yaklaşımını benimserler. Hedef her zaman performans odaklıdır: “Evet, biz sadece yedik, içtik ve spor yaptık!” diye düşünürler.
Kadınlar ise daha çok: “Hadi gel, seni kuaföre götüreyim, biraz pazara da gidelim, belki bir iki yeni yatak örtüsü alırım.” şeklinde daha sakin ama dolaylı aktiviteler tercih ederler. Hem kendi tarzlarını yaratmak, hem de evdeki her köşeyi sevimli bir hayvan köşesine dönüştürmek isteyen kadınlar, bir bakmışsınız salonda sevimli bir köpek yatağını tercih ederken, erkekler hala köpeklerinin “yeni yarış arabası”na karar verip onu her sabah parkta test etmektedir.
Hayvanseverlik, sabır gerektirir. Erkekler, bazen hayvanlarının başına gelen olaylara karşı çözümler üretmeye çalışsalar da, çoğu zaman ellerinden bir şey gelmez. O yüzden bazen “Evet, bunu seninle yapabilirim” demek gerçekten zordur. Ama en zor olan, hayvanınızın “Yok” cevabını kabul etmektir. Bu nedenle erkekler, köpeklerine evde yüksek sesle bağırarak bir şeyler anlatmaya çalışırlar, ama köpek ya hala uykudadır ya da “Beni yalnız bırakın!” modundadır.
Kadınlar ise daha farklı yaklaşırlar. “Sana yardımcı olabilirim, seni seviyorum, hadi gel biraz oynayalım!” gibi cümleler sıklıkla duyulsa da, bazen bu cümleler köpeğin bakışlarıyla “Beni rahat bırak” mesajına dönüşür. Ama hayvanseverlerin bu küçük zorluklarla baş edebilme becerisi gerçekten takdire şayandır. Sonuçta, bu bir yaşam tarzıdır, değil mi?
Köpek veya kedi beslemek, bir yaşam şeklidir. Erkekler bazen çözüm bulmaya çalışırken, kadınlar da sevimlilik ve empati dünyasında kaybolurlar. Ama tek bir şeyde hemfikiriz: Hayvanlar, sevginin ve şefkatin en saf halini sunar. Ve her gün onlarla geçirilen zaman, size gerçek bir “hayvansever” olma yolunda bir adım daha atma fırsatı verir.
Peki, sizce hayvanseverlik nasıl bir şey? Sizce en sevdiğiniz evcil hayvanınızın davranışlarını nasıl çözersiniz? Yorumlarda buluşalım!